Son yıllarda dünya genelinde yaşanan krizler, ülkelerin yardım politikalarını doğrudan etkileyerek hapishaneler gibi zorlu sosyal koşullara neden olmaktadır. Bu bağlamda, ABD’nin uzun yıllardır Afganistan’a sağladığı yardımlardaki kesintiler, özellikle çocukların yaşam standartlarını alarm verici şekilde düşürmüştür. Şu an Afganistan, yoksulluk, açlık ve hüsran içinde bir geleceğe dair umudunu yitirmişken, bu kesintiler küçük bireylerin günlük yaşamına yönelik ciddi tehditler oluşturuyor.
Afganistan, son yıllarda siyasi belirsizlikler ve ekonomik krizlerle boğuşmakta. ABD’nin 2021 yılında Afgan hava sahasını terk etmesinin ardından, yardım kesintileri hız kazanmıştır. Yardımlar, sadece insani yardımlarla sınırlı kalmayıp, eğitimi, sağlık hizmetlerini ve sosyal hizmetleri de kapsamaktaydı. Özellikle çocuklar için bu yardımlar hayati öneme sahipti. Birçok çocuk eğitim imkanı bulamamakta, açlıkla yüz yüze gelmekte ve sağlık hizmetlerine ulaşma konusunda ciddi engellerle karşılaşmakta.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Afgan çocuklarının dehşet verici bir durumla karşı karşıya olduğunu belirtmektedir. 2023 yılı itibarıyla yapılan açıklamalara göre, 24 milyondan fazla çocuğun insani yardıma ihtiyaç duyduğu tahmin edilmektedir. Bu çocuklar, eğitimden yoksun kalmış durumda, bunun yanı sıra gıda güvensizliği, hastalıklar ve psikolojik travmalarla başa çıkmaya çalışıyorlar. Yardımın kesilmesi, yalnızca fiziksel değil psikolojik etkilere de yol açarak, gelecek nesillerin sağlığını tehdit ediyor.
Aylık gelirleri ve yardımlardan mahrum kalan aileler, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanırken, çocuklar okula gönderilmek yerine iş gücü olarak kullanılmaktadır. Bu durum, çocuk işçiliğini ve istismarını artırmakta; çocukların eğitim haklarını gasp ederken, toplumda daha büyük sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Gelecek nesillerin eğitim eksikliği, Afganistan'ın yeniden inşasını da zorlaştıracağı gibi, uluslararası toplum için büyük bir insanlık dramı oluşturuyor.
Bunun yanı sıra, ABD’nin kesintilere neden olan siyasi kararları yeniden gözden geçirerek, yardımların sürdürülebilirliğini sağlama yoluna gitmesi gerekiyor. Uluslararası toplumun da bu süreçte devreye girmesi ve Afgan halkı için daha kapsamlı bir yardım paketi oluşturması büyük bir ihtiyaç olarak öne çıkmaktadır. Afgan çocuklarının özellikle eğitimlerine odaklanmak, sağlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak, temel gıda ihtiyaçlarını karşılamak ve psikolojik destek sağlamak gerekmektedir. Aksi takdirde, bu çocuklar, geleceğin değil, kaybolmuş bir neslin örneği olarak tarihe geçecektir.
Sonuç olarak, Afganistan’daki çocuklar, sadece kendi yaşamlarını değil, tüm bir toplumun geleceğini şekillendiren bireylerdir. ABD ve diğer ülkelerin yardım politikalarındaki değişiklikler, bu çocukların yaşamlarına doğrudan etki etmekte ve bir insanlık dramına yol açmaktadır. Gelecek nesillerin iyi bir eğitim alabilmesi ve sağlıklı bir toplum yaratabilmesi adına, uluslararası iş birliğinin artması kaçınılmazdır. Bu zorlu süreçte hem Afgan halkının, hem de çocukların yalnızca hayatta kalmakla kalmayıp, güçlü bireyler olarak yaşamlarını sürdürmeleri için acil müdahaleler gereklidir.