İklim değişikliği, son yılların en büyük küresel sorunlarından biri haline gelmiştir. Bu sorunla başa çıkmak amacıyla dünya genelinde birçok ülke iklim politikalarını gözden geçirmekte ve yeni yasal düzenlemeler yapmaktadır. Türkiye de bu kapsamda önemli bir adım atarak İklim Kanunu'nu hayata geçirme sürecine girmiştir. Peki, İklim Kanunu ile neler hedefleniyor, 2025 yılı için hangi maddeler kabul edildi ve yasalaştı mı? İşte bu soruların yanıtları ve daha fazlası.
İklim Kanunu, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesine yönelik yapısal bir düzenlemedir. Bu yasanın amacı, sera gazı emisyonlarını azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etmek ve iklim değişikliğinin etkilerine adaptasyonu sağlamak olarak özetlenebilir. Henüz taslak aşamasında olan bu kanun, birçok paydaşın görüşleri alınarak geliştirildi ve nihayetinde 2023 yılı itibarıyla Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere toplanan bir tasarı haline getirildi. İklim Krizi ile mücadelenin yalnızca hükümetler için değil, özel sektör ve bireyler için de gerekli olduğu vurgulanıyor. Bu doğrultuda İklim Kanunu, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ile örtüşen bir yapı inşa etmeyi amaçlıyor.
İklim Kanunu’nun tasarısında yer alan maddeler, Türkiye’nin uluslararası iklim taahhütleri ile uyumlu bir şekilde oluşturulmuştur. 2025 yılı itibarıyla uygulanacak en önemli maddeler arasında şunlar yer almaktadır:
1. **Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılması:** Türkiye, 2030 yılı itibarıyla toplam emisyonlarını 1990 seviyelerinin %30 altına indirmeyi hedefliyor. Bunun sağlanması için sanayi, ulaşım ve enerji sektörlerinde ciddi derecede iyileştirme yapılması planlanıyor.
2. **Yenilenebilir Enerji Kullanımının Artırılması:** Hedef, toplam enerji üretiminin %50'sinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanmasıdır. Bu doğrultuda, güneş ve rüzgar enerjisi projelerine teşvikler verilerek özel sektörün bu alana yatırım yapması teşvik edilecektir.
3. **İklim Değişikliği ile Mücadele Eğitimi:** Kamuoyunun bilinçlendirilmesi için eğitim programları düzenlenecek. Özellikle okullarda çevre bilincinin artırılması için derslerde iklim değişikliği ve ekolojik farkındalık konularına geniş yer verilecektir.
4. **İklim Dostu Tarım Uygulamaları:** Tarım sektöründe iklim dostu uygulamaların benimsenmesi teşvik edilecek. Organik tarım ve agroekolojik yöntemler, devlet destekleri ile yaygınlaştırılacaktır.
5. **Şehir İçi Ulaşımda Dönüşüm:** Şehirlerin ulaşım politikaları gözden geçirilecek; elektrikli araçların kullanımını artıracak altyapı çalışmaları yapılacak ve toplu taşımada çevre dostu alternatiflerin geliştirilmesi sağlanacaktır.
İklim Kanunu, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesinde yeni bir döneme geçişin sembolü olarak görülmektedir. Bu yasanın kapsamı, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal boyutları da içine alarak geniş bir strateji geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak, yasalaşma aşamasında geçilen bu süreçte, daha fazla görüş ve öneri almak amacıyla çeşitli platformların oluşturulması önem taşımaktadır.
Özetle, İklim Kanunu 2025 hedefleriyle Türkiye’nin iklim politikalarını güçlü bir şekilde yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor. Bireylerden ve şirketlerden devlet organlarına kadar herkesin aktif rol alması gereken bu dönüşüm, taraflar arasında sağlıklı bir işbirliği gerektirmektedir. Bu nedenle, bu yasanın hayata geçirilmesi, sadece hükümetin değil, herkesin sorumluluğundadır.
Sonuç olarak, iklim değişikliğine karşı küresel çabalar bütünlük içerisinde yürütülmelidir. Türkiye’nin İklim Kanunu, bu çabalara katkı sağlamanın yanı sıra, gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya bırakma hedefine ulaşmak adına önemli ve gereklidir. Tüm gözler bu yasanın nasıl uygulanacağına, hangi yeniliklerin getirileceğine ve tüm aktörlerin bu sürece nasıl dahil olacağına çevrilmiştir.