2023 yılı, Rusya ve Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin tesis edilmesinin 105’inci yılı. Bu uzun süre, iki ülke arasındaki dinamiklerin hem tarihin derinliklerinden gelen bağlarla şekillenmesini hem de modern diplomasi çerçevesinde yeni stratejilerin öne çıkmasını sağladı. Her iki ülkenin de dünya politikasında büyük rol oynaması, bu ilişkilerin önemini artırdı. Geçmişten günümüze kadar birçok dönüm noktası ve zorluğun yaşandığı bu ikili ilişki, aynı zamanda karşılıklı çıkarlar ve iş birliği üzerine inşa edilen bir denge örneği olarak öne çıkıyor.
Rusya ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin tarihi, 18. yüzyıla kadar uzanıyor. İlk resmi ilişkiler, Osmanlı İmparatorluğu ve Çarlık Rusyası döneminde başlamış, zamanla karşılıklı ticaret ve kültürel etkileşim artmıştır. Ancak bu ilişkiler, çeşitli savaşlar ve siyasi gerilimlerle kesintiye uğramıştır. 1920'lerde iki ülkenin Sovyetler Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti olarak bağımsız devletler haline gelmesi, ilişkilerin yeniden şekillenmesine olanak tanımıştır. Bu dönemde, özellikle Atatürk'ün öncülüğünde oluşturulan dostane ilişkiler, her iki devletin egemenliklerini pekiştirmeye yardımcı olmuştur.
Soğuk Savaş dönemi, Rusya ve Türkiye arasındaki diplomasiyi zorlaştıran bir unsur olsa da, her iki ülkenin de bölgesel işbirlikleri arayışında buluşmaları, ilişkilerin sürekliliğini sağlamıştır. 2000'li yıllara gelindiğinde ise sevindirici bir gelişme yaşanmış; ticaret, enerji, turizm ve askeri iş birlikleri konusunda önemli adımlar atılmıştır.
Günümüzde, Rusya-Türkiye ilişkileri sadece ikili işbirliği ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda Suriye, Kafkasya ve enerji politikaları gibi birçok alanda kritik bir rol oynamaktadır. Özellikle S-400 hava savunma sistemi anlaşması, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliği hakkında önemli ipuçları verecek nitelikte. Her iki ülke de diğer uluslararası aktörlerle karşılıklı bağımlılıklar oluşturarak, ortak çıkarlar doğrultusunda hareket etme becerisi sergilemektedir. Bu, onları bölgesel politikaların şekillendirilmesinde daha etkili kılıyor.
Ekonomik iş birliği ise son yıllarda önemli bir ivme kazanmış durumda. Rusya, Türkiye'nin enerji ihtiyacının büyük bir kısmını karşılamakta; Türkiye de Rusya'nın gıda pazarında önemli bir paya sahiptir. Tarım, turizm ve inşaat sektörlerinde devam eden işbirlikleri, her iki ülkenin de ekonomisine önemli katkılarda bulunmaktadır. Özellikle Türk inşaat şirketlerinin Rusya'da gerçekleştirdiği büyük projeler, bu bağlamda dikkate değer bir örnek teşkil etmektedir.
Bunun yanı sıra, kültürel etkileşimlerin artması, iki ülke halkları arasında daha güçlü bağların kurulmasına olanak tanımaktadır. Her yıl gerçekleştirilen kültürel etkinlikler, sanat fuarları ve öğrenci değişim programları, halklar arasında dostluğun pekişmesini sağlayarak, diplomatik ilişkilerin daha sağlam temellere oturmasına yardımcı olmaktadır.
Sonuç olarak, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler, 105 yıllık bir tarihi arka plana sahip olmasına rağmen, günümüzdeki dinamikler ve karşılıklı çıkarlar doğrultusunda sürekli olarak gelişim göstermektedir. Bu ilişkilerin geleceği, hem bölgesel istikrar hem de global düzeyde barış ve güvenlik açısından büyük bir öneme sahip. İki ülke de, geçmişten gelen dostluk ve işbirliği ruhunu modern diplomasi çerçevesinde sürdürerek, değişen dünya koşullarında etkin bir aktör olmayı sürdürmekte.
Bu nedenle, Rusya-Türkiye ilişkilerinin gelecek yıllarda nasıl bir seyir izleyeceği, hem Orta Doğu hem de Avrupa kıtasındaki politik dengeleri etkilemeye devam edecektir. Diplomasinin ve denge arayışının sürekliliği, iki ülkenin de uluslararası alanda daha güçlü bir konum elde etmesine katkı sağlayacaktır.